REKLAMI GEÇ

ÇİÇEK ATANLARLA SİLAH ATANLAR

ÇİÇEK ATANLARLA SİLAH ATANLAR

Yitirince ne kadar değerlenir elimizde olan şeyler. Hele bir hayat söz konusu olursa, asla dönüşü olmayan… Ama bi yanıyla da olağandır bunlar. Hamasi yorumlar, bilindik laflar tekrarlanır arkadan. Mekanı cennet olsun mealinde… Dünyasını cennete dönüştürememenin ve hiç yolunda gitmenin trajedisi… Taraftar gruplarının kavgasından söz ediyoruz. Münferit, istenmeyen ve her nasılsa gündemden hiç düşmeyen. Suç ve cezaya dönüşen ve bir süre gazete sayfalarını meşgul eden…

/ DENİZLİSPORHABER / 6 Aralık 2013 Cuma, 12:47

Yitirince ne kadar değerlenir elimizde olan şeyler.

Hele bir hayat söz konusu olursa, asla dönüşü olmayan…

Ama bi yanıyla da olağandır bunlar. Hamasi yorumlar, bilindik laflar tekrarlanır arkadan. Mekanı cennet olsun mealinde… Dünyasını cennete dönüştürememenin ve hiç yolunda gitmenin trajedisi…

Taraftar gruplarının kavgasından söz ediyoruz. Münferit, istenmeyen ve her nasılsa gündemden hiç düşmeyen.

Suç ve cezaya dönüşen ve bir süre gazete sayfalarını meşgul eden olağan adliye vakaları…

Birbirine çiçek atması, sevgi sözleri söylemesi gerekirken. Kardeşlik ve dostluk dilinin konuşulması, sporla eğlenme becerisinin gösterilmesi ve sevinci, kederi birlikte paylaşmak gerekirken.

Silah atmak…

Ne büyük bir cesaret, ne güçlü özgüven, nasıl da imrenilir bir güç.

Bu duyguların üretken ve yaratıcı bir alanda kullanıldığını düşünün. Örneğin kişisel yeteneklerin ve benliğin keşfedilmiş olduğunu. Kültürden sanata, spordan tüm özgün özel zevklerimize…

Kendini ifade edebilen, insandan insana insanca bir ilişki kurma edimi kazanmış…

Sevgi ile buluşmuş, umut ile bugününü yaşayan, geleceğe hayaller besleyen…

Bir gençlik…

Silah değil, çiçek açan ve çiçek atan.

Anlarız yaşamın ne değerli olduğunu elbette. Özleriz sokaklarda uzun uzun yürümeyi… Sevgiliye dokunmayı. Güneşin doğuşunu bakmayı, batışıyla gecenin gizemli bir gelinliğe bürünmesini…

Ama ölenle öldüren için bu yaşamın deneyimi artık elden kaçmıştır bir kere.

Nice yaratıcı ve iyi yetileri olan insan bunları kullanabileceği yaşam koşullarından yalıtılmış ve barbarlaştırılmıştır.

Adına eğitim denen eğitimsizliğin seri üretim niteliksizleştirilmiş ve kabalaştırılmış yığınlar ürettiği, milliyetçi, muhafazakar, mukeddesatçı yaşam dayatmalarının gençliği bugünsüz, yarınsız ve umutsuz bıraktığı, iş, ekmek ve gelecek güvencesinin elden giderek uzaklaştığı bir çağda olağanlaşan bu şiddet düşkünlüğü.

İnsan insana sevgi sözleri değil, küfür kusuyor.

El değil barut uzatıyor. Çünkü bu dil model olmuş, bu kültür dokusu kurgulanmış hayatında.

Hayatında taraf olamamış, tercihlerini hayata geçirememiş, fırsat bulamamış yığınla genç futbolun karanlık dehlizlerinden beslenerek ortaya çıkardığı rant uğruna birbirlerini ve kendi geleceklerini talan ediyor.

Yaşamlarını bir dizi senaryosu kadar ucuz teslim ediyorlar.

Spora ve taraftarlığa verdikleri derin sadakat ve seyirlik oyun için nice uzak yolları, nice ağır kış koşullarını ve nice yenilgileri göze alan bu taraftarın ideal yaşam imkanlarını kuran, geliştiren ve üreten davranış motifleri gerçekleştirebilmiş olsalardı eğer, ne güzel bir yaşam kurgulayabilirlerdi kendilerine.

Ama dönüşü yok artık bu oyunun.

Kanlı ve gizli babaları sadece futboldan değil, yaşamımızın her aşamasında bizlerin emekleri, bedenleri ve ruhlarıyla besleniyorlar.

Ve bizleri bir sürünün parçası olarak yetiştirip yönettikleri müddetçe hayatlarımız üzerinde yükselmeye devam edecekler.

Ve bizlerin üç kuruşluk hayatımızın üzerinden bozuk paralar, polisler, buz gibi mahkeme salonları, demir ve betondan duvarlar, kapkara duble asfalt yollar geçirmeyi sürdürecekler.

Tribünlerde tutamadıklarını süslü mağazalar ve modern hapishaneler inşa edecekler.

Golleri ve tekmeleri ise bizler yemeyi sürdüreceğiz. Adımız ister Ethem Sarısülük ister Fatih Eroğlu olsun ne fark eder.

Gençliğin ve umutların söndüğü, bunlara seyirci kalındığı bir ülkede…

Galip gelmek!

Anlamı ne olabilir?

Sürü olmayı sürdürdüğümüz ve Taraf olmadığımız müddetçe…

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı..
 

badem   -  Bağlantı 13 Aralık 2013, 14:17

ağzınıza sağlık