REKLAMI GEÇ

PASSO REZALET

PASSO REZALET

Biz bu fişleme olayına 80’den beri zaten alışkınız. Ama bu işi vasatın altında bir futbol maçı izlemek için fişleme boyutuna vardırmak tam bir futbol yönetememezliğin göstergesi olsa gerek. Babam anlatır, daha 4-5 yaşlarında masa üstüne çıkıp yeşilll-piyahhh diye bağırırmışım. O günlerde başlamışım Denizlispor maçlarını izlemeye. Hiç unutmam 1982 civarı olabilir arşivlere girmeyeceğim. Sahamızda Uşakspor’u yanılmıyorsam 2-1 yenip şampiyon oluyoruz. O gün de sahadayım. Sonra…

Haber Merkezi / DENİZLİSPORHABER / 1 Ekim 2014 Çarşamba, 13:00

Biz bu fişleme olayına 80’den beri zaten alışkınız.

Ama bu işi vasatın altında bir futbol maçı izlemek için fişleme boyutuna vardırmak tam bir futbol yönetememezliğin göstergesi olsa gerek.

Babam anlatır, daha 4-5 yaşlarında masa üstüne çıkıp yeşilll-piyahhh diye bağırırmışım. O günlerde başlamışım Denizlispor maçlarını izlemeye.

Hiç unutmam 1982 civarı olabilir arşivlere girmeyeceğim. Sahamızda Uşakspor’u yanılmıyorsam 2-1 yenip şampiyon oluyoruz. O gün de sahadayım.

Sonra bu seyirci ruh halim futbolculuğumla yıllarca sürecektir.

En son Zafer Katrancı dönemidir futbola seyirci olarak sadakatim. Tribünlerde yerimizi alıp tur atlayan Denizlispor maçlarına yiğenlerimi getirmeye devam etmiştim.

Gizli bir Denizlispor gönüllüsü gibi, hem taraftar hem de futbol ruhumuzu katar, nerde boş arkadaş görsek Atatürk stadına yönlendirirdik.

Sonra Denizlisporu yönetenler bu sadakat duygularımız üzerinde korkunç bir tahribat yaparak Denizli futbolunu da Türkiyeleştirdiler giderek.

Önce maçlardan sonra da hiçbir aidiyet duygusu geliştiremediğimiz Denizlisporluluk hallerinden uzaklaştırıldık.

İkizlerim oldu, spor da düşkünü.

Daha 4 yaşında maça gitmiş bir çocuk olan ve Denizlispor formasını hep taşıdığım sırtım bugün sırtını Atatürk stadına döndürülmüş durumda.

Ama gizli bir sadakat duygusuyla kendi çocuklarımı da 4 yaşında götürdüm stada.

Bir gönül borcu muydu, çocuklara Denizlispor’u tanıştırma sorumluluğu mu?….

Ama bugün ne o maçı anımsıyorum ne sonucunu. Bundan 22 yıl önceki maç hala zihnimde yaşarken.

Çocuklarım da zaten bidaha maça gidelim felan demediler.

Babasının zevki ve uğraşı olan futbol onlarda hiçbir heyecan kırıntısı dahi uyandıramamıştı.

Sonra Denizlispor Denizlili futbol unsurlarını bünyesinde barındırmadı. Potansiyeline eğilmedi. Değer üretemedi, bir futbol kültürü biçimlendiremedi.

Hep dışardan taşıma su ile döndü. Ama dışardan da veba dönemini yaşayan bir Türkiye futbolu transfer etti.

Futbolumuza kalpazanlar ve asalaklar ordusu kazandırdı. Antrenörlerini yetersiz buldu. Yeterli bir antrenör dışardan da bulamadı. Nice gencini öne süremedi, geliştirip futbola sunamadı.

Bilimsel, sosyolojik, kültürel ve tesis altyapısını söylemeye bile gerek yok. Bu başarının ön koşulu altyapı değerlerinden kimsenin haberi dahi yok hala.

Şimdi PASSOLİG gibi bir fişleme aygıtıyla ellerindeki sefil futbolu pazarlamak için bizleri utanmadan stada çağırıyorlar.

Güldürmeyin bizi.

Önce Denizlisporlaşın…

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı..
 

alicnkya   -  Bağlantı 2 Ekim 2014, 08:00

taraftar stadda yok ama bakan passoligten mutlu nasıl oluyor bu sadece para konusunu düşündükleri için mutlu ama taraftarın desteği nerede takıma kazancı