İNİŞLERİM ÇIKIŞLARIM

Son günlerde taraftar forumlarında sıklıkla denizlisporhaber.com ile ilgili yorumlar görüyorum. Çoğu eleştiri düzeyinde… Bizim işimiz eleştirmek olduğu için eleştirilmeye karşı da önyargılı değiliz. Doğasıyla isteyen görüşünü paylaşabilir. Saygı duyarız. Ama bir takım görüşlere yanıt verme gereği de doğdu…

İlk olarak taraftarlar yorumlarının yayınlanmadığından şikayetçi. Sitede hakaret ve küfür içermeyen her türlü yorumu yayınlıyoruz. Hiçbir şekilde müdahale etmek istemiyor ve böyle davranıyoruz. Hatta öyle ki bazen içinde hakaret anlamı taşıyabilecek kelimeleri bile kodlayarak verdiğimiz oluyor.

Süreç içinde şunu gördük. Yazdığımız dört satırlık bir habere sayfa sayfa yorumlar yapıldı. Doğasıyla sadece haberle ilgili değil beraberinde söylemek istedikleri ile ilgili de yazdıklarını gördük taraftarların. Öncelikle her konu kendi özelinde yorumlansın istiyoruz. Yine de insanlar özgür. Buna karşın çok uzun yorumların anlamlarını yitirdiğini, okuru sıktığını ve elbette amacın dışına çıktığını gördük. Bu nedenle yorumları 250 karakterle sınırladık.

Okurlarımız her ne kadar uzun yazarlarsa yazsınlar yorumlarının sadece 250 karakterlik bölümü sisteme otomatik olarak dahil oluyor. Doğasıyla fazla yazdıkları her satır ne benim yönetici panelimde ne de yorum hanesinde görülmüyor. Emekleri boşa gidiyor ve sadece küçük bir kısmı yayınlanıyor. ‘Yorumlarımız yayınlanmıyor’ dedikleri şey de işte bu. Kısa yorumlar yapmak sorunu çözecektir. Yoksa kimsenin yorumlarına müdahale etme gibi bir isteğim yok.

Daha önce de yazmıştım, başkasının yorumlarına müdahale etmek, kendi yazıma birilerinin müdahale ediyor olması hissiyatı uyandırıyor. O nedenle kesinlikle tek harfine bile dokunmadan yayınlamak için elimden geleni yapıyorum.

**

Başka konular da var. Bazı yorumcular haberi bir tarafa bırakıp direkt siteyi eleştiriyor. Biz naklediciyiz. Ne olursa o… Bizi eleştirdikleri halde onlarca eleştirilerini de yayınlamışlığımız vardır. Fakat biz gazetecileri eleştirenlerin de en azından bu meslekte fikir sahibi olmalarını bekleriz. Okurlar görüşlerimize katılır ya da katılmaz. Taraf olduğumuzu düşünür ya da düşünmez. Bulunduğumuz tarafı beğenir ye da eleştirir… Ama işimizi nasıl yaptığımıza gelince buna müdahale etme hakkı yoktur. Bu meslekle yakından uzaktan ilgisi olmayanların bize tüm kamunun önünde açık saçık sallaması ve bunu bir de yayınlamamızı beklemesi saçmadır.

Her şeye rağmen yine de bu tür de çok eleştiriyi yayınladığımızı da hatırlatmak isterim.

**

Taraf olmamıza gelince… Mutlak tarafsızlık kavramı, mutlak eşitlik gibi ütopiktir. Olması mümkün değildir. İdeali o olsa da bunu başarmak imkansızdır. Ama ne kadar yaklaşırsanız o kadar başarılı sayarsınız kendinizi…

İnsanlar taraflı olduğumuzu düşünebilir. Bazı vakalarda tarafızdır da… Bir insanın öldürülmesi olayında tarafızdır. Bu konuda taviz vermeyiz. Hiçbir kupa bir insanın yaşamından değerli değildir. Eğer bundan rahatsız olanlar varsa, onları rahatsız etmekten onur duyarız…

Bu süreç içinde konuyla ilgisi olmayan, masum insanları da incitmiş olabiliriz. Ya da dolaylı yoldan bazı insanlar etkilenmiş olabilir. Nitekim bununla ilgili pek çok serzenişle de karşılaşmışızdır.

Yargılanmamız sadece bu yönüyle yürüse yine bir sıkıntı hissetmeyeceğiz. Fakat yazdığımız her yazıdan sonra bizi bir yerlerde göstermek, birilerinin adamı, birilerinin maşası ilan etmek ahlaksız yaklaşımdır.

Tüm bu süreçten en çok zarar gören yine biz olmuşuzdur. Birileri hakkında iyi bir şey yazdığınızda diğerlerinin, beridekiler hakkında yazdığınızda ötekilerin hedefi olmuşuzdur.

Ancak hayatları boyunca himaye altında yaşayanlar bağımsız olmanın anlamını bilemezler. O nedenle tüm yaşamları kendi yaşamları gibi sandıklarından sürekli bizleri de bir yerlerde görme, yakıştırma isteği içindeler…

Yeşil Cephe yazıları yazdığınızda Cepheci, yönetim hakkında yazdığınızda Özsoycu oluyorsunuz… O çok isteyenlere söylemek isterim ki, bizim hakkımızda bir karar verirseniz, sizi utandırmamak adına bile olsa o karara uyarız…

**

Sokakta konuşulan her dedikoduyu yazmamızı, çizmemizi istiyorsunuz… Bu yanlış… Görüş ve teyit almadan bir şeyler karalamak kolay değil. Sizin bloglarınızda yaptığınız yorumlar değil ama bizim yazılarımız kaynak niteliği taşıyor. Öyle ise bunun doğru ve tarafsız olması şarttır.

Bu nedenle konuşulan her konuyu yazamıyorsunuz… Sizin kulağınıza geldiğinden fazla çirkinlikler geliyor bizlerin kulağına.. Siz de adınız gibi doğru olduğunu biliyorsunuz… Biz de biliyoruz… Yasal engeller nedeniyle yazamıyorsunuz, kişilerin özel hayatlarını koruma adına çizemiyorsunuz… Bir yerde kalıyorsunuz…

Bu durum en çok bizlerin sağladığı güveni zedeliyor. Ama yapacak bir şey yok. Bazı konularda ise aslında ortak görüş ortaya koymamıza rağmen nedense hedefe yine biz oturtuluyoruz. Takımın durumu kritik, moral ve destek olmak lazım gelirken, olayları deşip çirkinlikleri ortaya çıkarma gayreti içinde olmak kısa vadede kimseye fayda sağlamayacak.

Taraftarlar tribünlerde geçici barış oluşturduklarında bu işte tam da o amaca hizmet ediyor ama bizden aynı şeyi gördüğünüzde acımasızca eleştiriyorsunuz…

**

Bu güne kadarki tüm duruşumuzu tek bir satır yazı yüzünden unutup hedefin orta yerine bizi koyacaksanız canınız sağolsun… Biz  doğru yaptığımızı biliyoruz…