REKLAMI GEÇ

UCUZ HİKAYE

3 Temmuz 2017 Pazartesi

Bu memleketin en büyük sorunu bence hesap sormama alışkanlığı. Bu nedenle siyasetçiler bu kadar rahat, bürokratlar bu kadar fütursuz, kulüpler bu kadar batık…

 

Hani bir arkadaş ‘Gazeteci niye yazmıyorsun?’ diye soruyordu ya… Biz duyduğumuz her dedikoduyu yazsak insan içine çıkamazlardı. Teşekkür edecekleri yerde hesap sormaya çalıştılar, komikti…

 

***

 

Bilinenlerin bir kısmını hatırlatayım…

Genel kurulda yetkili biri çıktı; “Bunlar kulübün paralarını kendi hesaplarına geçirmişler. İşi de kılıfına uydurmuşlar. Hukuki olarak bir şey ispatlanamıyor ama hepimiz biliyoruz” diyordu.

Muhatabı da “Sen benden 2 milyon lira rüşvet istemedin mi?” diye karşılık veriyordu.

Seviye buydu…

 

Ondan sonra da ‘Bu kentte o kadar büyük firma, marka, işadamı var… Neden kimse Denizlispor’a destek olmuyor?” diye soruyorlar…

Ben biliyorum ki; gönlünden Denizlispor geçtiği halde eli varmayan çok insan var…

Kimileri ‘bizim yardımlarımız iç edilir mi diye endişeleniyor’ kimileri ‘benim paramla kimseye hovardalık yaptırmam’ diye düşünen…

 

***

 

Şu Dimov meselesi…

Bindirilmiş kıtalar sürekli kaşıyıp sulandırıyor ya hani…

Ödenmesi gereken miktar 200 bin lira…

Ödenmemesi nedeniyle Denizlispor’a maliyeti 5 milyon lira…

 

Zaten kulüp para içinde yüzdüğü için kimse önemsemedi değil mi?

 

***

 

Gelirinden çok harcama yapmayacağız filan diyorlardı hani… Gerekirse cebimden öderim filan diye efeleniyorlardı.

Ödeyin hadi… Zararınız ortada…

 

Futbolcular takımı mecbur gördükleri için fiyatlarının iki misli para istediler…

 

***

 

Dikkat edin… Transfer döneminde bu bindirilmiş kıtalar ki; sahipleri bellidir… Futbolcular için sürekli bir şeyler karalayarak fiyatlarının artması için resmen çağrıda bulundular.

Sorsan hepsi Denizlispor sevdalısı, Denizlispor aşığı…

 

‘Bir daha Denizlispor’un kapısından içeri giremez’ dedikleri Veli Acar için bile methiyeler düzdüler. Oysaki çocuktan sadece alacaklarını istediği için intikam almaya çalışmışlardı.

Böyle büyük bir deneyimin neden sayısı belli maçta oynadığı sorusu aklımıza gelmedi mi sanıyorlar…

 

***

 

Buradan yazamıyorum… Suç kabul edilir… Büyük bir rezalet olur bütün ülkede… Bu Denizlispor taraftarlarının tamamının kafasında bir kaç maç soru işaretidir…

 

O maçların kahramanlarının transfer döneminde izledikleri yolları inceleyin…

 

***

 

Benim tavsiyem o ki, kimseye uşaklık etmesinler… Güvendikleri, bir araya geldikleri insanlara artık bu şehirde tek bir Denizlisporlunun bile itimadı yok, inancı yok.

 

Bu birliktelik tüm şehre ihanettir… Bilmeleri gerekir.

 

***

 

Sözleşmesi devam eden futbolcu ücretinde artırım istiyor… Önce rüştünü ispat edeceksin… Kendini affettireceksin önce…  Bu insanların sana güveni olup olmadığını sorgulayacaksın…

 

***

 

Bu kulüpte kimler işe alındı… Kaçı işe gelmeden para aldı veyahut işini layıkıyla yapmadan…

Bir anda 40 tane antrenörün kulübe dahil edilmesindeki amaç neydi…

 

Prim almadıklarına dair yemin eden bazı çalışanlar prim için sonra kavga etmediler mi?

Başka başkaca işler ayrıca… Zaten bir maaşları olduğu halde ikinci bir gelir için çırpınmalar, mücadeleler…

 

Küme düşürülen takım… Oradaki belirsizlikler…

 

Sahi kulübe kaç lira bağışladı bu insanlar… Yoksa para mı kazandılar…

 

***

 

Hep şeffaf olacağız yalanını söylediler. Kulübü kentin değil, kendilerinin gördüler.

Hesap vermeyi bir erdem saymadılar…

Bayrağı bir adım daha yukarı taşımak dertleri olmadı kanımca… Kimileri kendi reklamlarının, kariyerlerinin derdindeydi. Kimileri egolarını tatmin ediyordu o kadar…

 

Şimdilerde de aynı işi yapıyorlar…

 

***

 

Yeni bir yönetim göreve geldi. Kulübün her kuruşunun hesabını sormasını isteriz, bekleriz. Hesap sormaya yanaşmayanı aynı tebaadan sayarız.

 

İnceleyin, araştırın aklayın… İyi bir iş yapan herkesi onurlandırın, gururlandırın ki; bu insanların sayısı artsın.. Onlara ihtiyaç var…

Zarara uğratan varsa hesap sorun tazmin edin…

 

Şeffaf olun… Hem geçmişten hem gelecekten yana… Kamuoyu da kulaktan dolma bilgilerle insanları itibarsızlaştırmasın, değerlerini bilsin… Gerekirse tekrar yetki versin.

 

Şu ana kadar olup biten sadece “O şunu yapmış, bu bunu yapmış” düzleminde. Ne hukuki bir suç ne sosyal bir övünç… Herkes kendi penceresinden çekiştirip duruyor…

 

Bu nedenledir ki; böyle ucuz tiyatrolar hala para ediyor…

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı..