REKLAMI GEÇ

YANLIŞ GİDEN BİR ŞEYLER VAR

30 Nisan 2018 Pazartesi

Bir mucize olmazsa Denizlispor bu sezon da lige tutunmayı başardı denebilir. Aksi bir durumun yaşanabilmesi için Samsunspor’un son maçta hem aradaki 3 puan farkını hem de 11 averajı kapatması gerekiyor. Bu mümkün görünmüyor.

Zaten Gaziantepspor maçında tüm taraftarlar sahada alınacak skora değil de Giresun’dan gelecek habere kilitlenmişti. Camia için sezonu bitiren goller oradan geldi. Giresun, Samsun’u devirdi, herkes rahatladı.

Kasedi biraz başa saralım…

Bir sezon önce puan silme cezası yaşamıştı Denizlispor… Aynı gerekçeler orada öylece duruyordu. Yine ceza yemesi muhtemeldi. Üstelik sezona başlarken transfer yasağı vardı ve takımın çoğu gitmek istiyordu. Oturuldu, büyük çoğunluğu ile anlaşıldı.

Bu transfer yasağının ne menem bir şey olduğunu anlamak için sezonun ilk yarısında golcünün Yasin Ozan olduğunu hatırlatmak isterim.

Takımın başına Yusuf Şimşek getirildi. Kim getirdi derseniz, en fazla da futbolcular onu istedi. Ama hocalarına saygı duymadılar, sahip çıkmadılar. Bunu aldıkları skorlardan anlıyoruz. Ne futbolculuğunda ne de teknik adamlığında görmediği zulüm gördü Şimşek: 6 maçta 1 puan.

Ortalık yönetim açısından yangın yeriydi. Hocayı değiştirdi ama takımı değiştirme şansı yoktu. Devre arası beklendi. Daha sonra takıma takviyeler yapıldı. Bir süre sonra Fatih Tekke takımın başına geldi, ivme yukarıya doğru yükselmeye başladı.

Bu arada tüm yabancı futbolcularla masaya oturdular. Dosyalarını tek tek kapattılar. Kapatmak da öyle kolay olmadı. Tam anlaşma sağlanmışken her nedense Denizli’den bir telefon geliyor futbolcu hemen anlaşmalardan vazgeçip tüm parasını filan istiyordu.

Bunlarla uğraştılar. Yerli futbolcular anlaşmaya yanaşmıyordu. Kulüp lisansı alabilmek için 100’ün üzerinde alacaklı ile temasa geçtiklerini düşünürsek ne denli büyük iş yaptıklarını anlamış oluruz.

Borç ödediler durmadan. Çok ciddi borç ödediler. Bu ödemelere buldukları kaynakların büyük bölümü kendi ceplerinden ya da kefaletlerindendi.

Yaptıkları tüm iyi işlere karşın puan tablosunda düşme hattından çıkamadılar haftalar boyu… Nihayetinde doğru işler yaptılar karşılığını aldılar…

Tüm bunları yaparken ve yaşarken yalnızdılar. Primlerin sözünü verenler bir iki prim sonra ortadan kayboldu. Diğer kentlerde on milyonlarca lira kulüplere destek olan yerel idareciler yerine bizde ortada görünmemeyi seçen siyasiler vardı. Kentin valisinin pek futbolla ilgisi yok sanırım. Katkısı olmadı. İş dünyası zaten bıkmıştı, terk etti. Arada küçük bağışlarla ayakta kalınmaya çalışıldı.

Tüm bu yükü yönetim kendi üstlendi. Başta Başkan Mustafa Üstek olmak üzere tüm yönetim her sorunu göğüsledi, çözmeye gayret etti. Son haftaya kadar getirdiler ama tükendiler bittiler.

Devam edeceklerini de pek sanmıyorum. En azından kulübün bütün yükü üzerlerine bırakılmışken devam edemezler…

 

***

 

Ama bu işte bir yanlışlık var… Konu da tek başına Denizlispor değil.

Futbol dünyasının tüm dikkati şampiyonlarda ve şampiyonluk yarışlarında. Süperlig acayip bir şekil aldı. İlk üç takımın arasındaki puan farkı sadece bir maç ve ligde üç maç daha var.

Birinci Lig’de Rize ve Ankaragücü şampiyonluklarını ilan ettiler. Her taraf onların renkleri ile süslendi.

Beyaz grupta Gümüşhane ile Altay son nefesteler. Hata kaldırmaz hafta. Şampiyonluk mücadelesi nefes kesiyor. Kırmızı grupta Hatay ve Menemen aynı şekilde.

Üçüncü Lig’de de şampiyonların renkleri belli. Manisa BBSK haftalar önce şampiyonluğunu ilan ettiler. Kızılcabölükspor’un grubunda Uşakspor aynı şekilde. İkinci grupta Darıca Gençlerbirliği ile Ankara Demirspor son düzlüğe girdiler.

Bayılıyoruz bu şampiyonluk meselesine… Ama neyi atlıyoruz anlatayım…

Bizim ligde üç çınar alev alev yanıyor. Samsunspor, Gaziantepspor ve Manisaspor düşüyorlar. Hem de bana sorarsanız geri dönmemek üzere… Çünkü ekonomik bataktalar…

İkinci ligde yılların devi Karşıyaka düştü. Mersin İdmanyurdu düştü… Beraberlerlerinde alt liglerin köklü ve kültürlü kulüpleri de düşüyorlar. Nazilli Belediye ile Kocaeli Birlik…

Üçüncü ligde Aydınspor düşüyor, Kayseri Erciyesspor düştü, Çanakkale Dardanelspor düştü. Bunlar amatöre düşüyor böyler. Bu üç takım da ülkenin en üst liginde boy göstermiş takımlar…

Elbette futbol dünyasında takımlar düşer ve çıkarlar… Bunda şaşılacak bir durum yok. Bazen köklü dev kulüplerin de düştüğü olmuştur. Brezilya’da, Fransa’da, İskoçya’da, İtalya’da örnekleri var.

Ama bizde durum çok farklı… Bu takımların geri dönmemek üzere düştükleri çok açık ortada ve hepsinin yaşadıkları aynı… Hepsi ekonomik bataktalar ve bu yüzden düşüyorlar. Hepsi borç içindeler.

Ve bu ortak payda bugünün konusu değil. Yıllardır yaşanan bu büyük problem ortada iken, sorunu ortadan kaldırmaya yönelik tek bir adım atıldığını görmüyoruz.

Hem TFF tarafından hem devletten.

Hele ki TFF, kendi organizasyonunu borç batağındaki kulüplerin varlığı, lige erken vedaları ile çirkinleştirip değersizleştiriyor.

Orada sadece lüks içinde yaşıyorlar. Türk futboluna belli ki tek kuruş faydaları yok.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı..