İKİ İLERİ BİR GERİ

Denizlispor evinde Konyaspor, Kasımpaşa ve Fenerbahçe’den sonra Sivasspor’a da puan kaybetti. Eli ayağı düzgün ne kadar takım varsa sezon başından bu yana o takımlara karşı oyun onayamadı.

Bunu 2-0 kazanılan Galatasaray ve Antalyaspor maçlarında da söylemiştim, yine söylüyorum.

Skoru bulan Konyaspor karşısında maçın sadece bir bölümünde, dağılmış Kayserispor karşısında maçın bir bölümünde, ilk maçta 10 kişi kalmış Galatasaray karşısında maçın bir bölümünde iyi oynamak bazılarımızı yanıltmış olabilir.

Bu takım sezon başından bu yana üst düzey futbol oynamıyor. Bunu beklemek de yersiz. Ligdeki takımların geneli rezil futbol oynuyorlar zaten.

Türkiye’de futbol camiasının aktörleri işlerini berbat yapıyorlar ama sesleri her zamankinden gür çıkıyor. Hepimizi aptal yerine koyuyorlar.

Kimse endişe etmesin. Denizlispor’un seyri bu şekilde devam etmez. Sezonun ilk devresini iki ileri bir geri giderek bitirir. İlk beş iddialı bir hedef, hele böyle bir takımla. Yine de bu ligde her şeyin olabileceğini söylemem lazım.

Ne varki ligde durumu Denizlispor’dan defalarca fazla kötü kulüpler var. Asansör takım oluruz endişesi taşıyanlar beyhude kendilerini üzer.

Sivasspor maçında herkes gördü. Sezon başından bu yana izlediğim en kötü ikinci Sivasspor’du bu ve Denizlispor böyle bir takım karşısında hiçbir şey yapamadı.

Sahaya baktığınızda hem yetenek olarak hem de mental olarak bir şeyler yapabilecek havada değildi.

Geçen sezon yaşanan şampiyonluk takım içindeki gruplaşmalardan kaynaklı sorunların üstünü örtmüştü. Sanki bu sorunlar hortlamış gibi geldi… Futbolcu topluluğu çok mutlu görünmüyor.

Karşılaşmanın son bölümünde taraftarın yönetimi istifaya çağırması olağan bir gelenek. Elbette buna uyulacak diye bir kural yok. Uyulmaması da gerekir zaten. Taraftar olaya daha duygusal yaklaşır, başarı kriteri puan tablosudur.

Yönetimin ilk ciddi hatası sezona Yücel İldiz ile devam etmek oldu. Aradıkları ilacın Mehmet Özdilek’te de olduğuna inanmıyorum ama hocaya zaman vermek zorundayız.

Başkan Ali Çetin’in yaptığı iyi işlerden biri futbolun başına yetkin olduğunu düşündüğü kişileri getirmesi ve sorumluluğu vermesiydi.

Taraftar yönetimi istifaya çağıracağına önce o transferleri yapan arkadaşlara tepki göstermeli. Bunu ben getirdim, şunun işini ben bitirdim diye ortada dolananlara hesap sorun önce.

Çünkü Ali Çetin’in ‘Ben bu işin uzmanıyım’ dediğini duymadım. Aksine bu alanda çok bilgili olmadığını söylemiş ve görevi bilenlere verdiğini herkese açıklamıştı. Bir de ona sormak lazım; bakalım çalıştığı yöneticilerden diğer idari personelinden memnun mu… Ben pek sanmıyorum. O’nun heyecanını taşıyan tek bir yönetici olduğuna inanmıyorum. Hatta onun hızına ayak uydurabilecek bir yönetici olduğuna da inanmıyorum.

Biraz onun da hesap sorması gerekecek gibi…