REKLAMI GEÇ

AĞZINDA BAL, UYUTULAN DENİZLİ

AĞZINDA BAL, UYUTULAN DENİZLİ

Siz ülkenin 26 iline stat projesi için kocaman bir adım atın, bu 26 il içine Denizli giremesin. Nedeni  Denizlispor adının, Denizli Belediyespor olmaması olabilir mi acaba? Şu bizim gariban ilde bir çok proje yapılıyor. Emlak ve inşaat sektörünün balkaymak rantını götüren önemli sermaye yapıları rezidanslarını bir bir dikmeye başladı. Altyapı, üstyapı derken iştah açan bir Pazar ve ona müşteri olarak hazırlanan 1 milyon söğüşlenesi…

/ DENİZLİSPORHABER / 18 Eylül 2013 Çarşamba, 11:58

Siz ülkenin 26 iline stat projesi için kocaman bir adım atın, bu 26 il içine Denizli giremesin. Nedeni  Denizlispor adının, Denizli Belediyespor olmaması olabilir mi acaba?

Şu bizim gariban ilde bir çok proje yapılıyor. Emlak ve inşaat sektörünün balkaymak rantını götüren önemli sermaye yapıları rezidanslarını bir bir dikmeye başladı. Altyapı, üstyapı derken iştah açan bir Pazar ve ona müşteri olarak hazırlanan 1 milyon söğüşlenesi nüfus sırasını bekliyor.

Toki, taa ki en ücra noktaları bulup, projelendirip, kentsel olana doğru dönüştürme konusundaki uzmanlığını sosyal psikologlara rahmet okutacak denli işbilirlikle işlevini yapıyor.

Elinde adeta çimentoyla gezen kıravatlı yetkililer, asfalt dökme makinalarıyla cengaver yol işçileri ve açılıştan açılışa törenler düzenleyen bürokratlar ortalıkta cirit atıyor.

Bir süre sonra gittiğinizde çehre değişmiş, bir alışveriş mağazası daha açılmış, aradığınız yeri bulamayacak kadar yabancılaştırılmış bir kentle karşılaşabiliyorsunuz.

Her yeri yeşil büyük parklarla donatılmış bu arenada yaptıklarıyla gurur duyan, politikalarıyla cilalı havalarını atan politikadan insanlar, yayın tekellerinin her köşesindeki parsellerinden koca puntolarla karşımıza çıkıyorlar.

Bilboardlar bizim vergilerimizle bizi sevmeyen dostlarımızın reklamlarını yapıyor.

Çok medya tek ses egemen yayın kanalları, ötekini yaşam hakkı dahi tanımıyor.

Ortalıkta, kendi spor ahlakının argümanlarına sıkı sıkıya bağlı eşraf anlayışıyla ve sportif iktidarlıklarını kutsayan tek uçlu kadrolarla cirit atıyorlar.

Sanat adına sundukları sadece kendi estetik duyumlarından ibaret…

Bilim adına savundukları kapalı kapılar ardında uhrevi bir dünya…

Halk adına yaptıkları bugünsüz, geleceksiz ve geçmişe reddiyelerle dolu bir sadaka kültürü yaratmak…

Yani yeni bir insan tipolojisi dayatılıyor yapılanlarla.

Bu tipolojinin içinde olimpiyatlara milyarlık başvuru ve hatta arkasından hazırlanan olası kutlama masraflarına devasa bütçeler var ama gerek halkın spora aktif ve düzenli katılımı gerekse performans sporu konusunda çağdaş kulüpçülük ve kullanılabilir-ulaşılabilir tesislerden söz etmek mümkün değil.

Uygulanan ekonomi-politikalarında 26 ile modern stadyumlar var ama Denizli’ye reva değil.

Her yere duble yol var ama, demokrasi kanallarını uygulama, hak talep etme ve politik eylemlere tüm yollar kapalı.

Nikfer Kayak merkezi çalışmalarının başlaması ise bu kara tablonun içinde umut ışığı, bunu da vurgulamak gerekiyor.

Ama sürekli ağzına bal sürülen Denizlili bu politik uygulamaları daha ne kadar tahammül eder, sporsuzluğa olan mahkumiyet ne kadar sürer bilemiyorum.

Gerçek şu ki, balın etkisi çabuk geçiyor ve acı, hayatımızı anlamlandıran yaygın duygu olarak geriye kara bir tablo gibi üstümüze çöküyor.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı..