REKLAMI GEÇ

USLANMALI MI? ISLAH MI EDİLMELİ?

USLANMALI MI? ISLAH MI EDİLMELİ?

Dünya futbolla eğlenir, mutlu ve keyifli zamanlar geçirir, sosyalleşir ve değer üretir; biz futbol için rant düşünür hatta ölürüz. Denizli futbol sahalarına ilişkin yeni bir ölüm haberiyle gündemde. Taraftar gruplarının kavgası sonucu 2013 Aralık ayında yaşamını kaybeden Fatih Eroğlu’dan sonra Ahmet Cengiz de yaşamını kaybetti. En son Denizlispor Tavşanlı Linyit maçında saha içine girerek göz altına alınan ve bırakılan bu genç daha sonra ölü…

/ DENİZLİSPORHABER / 8 Nisan 2014 Salı, 16:51

Dünya futbolla eğlenir, mutlu ve keyifli zamanlar geçirir, sosyalleşir ve değer üretir; biz futbol için rant düşünür hatta ölürüz.

Denizli futbol sahalarına ilişkin yeni bir ölüm haberiyle gündemde. Taraftar gruplarının kavgası sonucu 2013 Aralık ayında yaşamını kaybeden Fatih Eroğlu’dan sonra Ahmet Cengiz de yaşamını kaybetti.

En son Denizlispor Tavşanlı Linyit maçında saha içine girerek göz altına alınan ve bırakılan bu genç daha sonra ölü bulundu.

Son Fenerbahçe-Galatasaray maçında ortaya çıkan şiddet tutumları neredeyse olağan hale gelmişken, spor yorumcularının ve medyanın kaba, kışkırtıcı dili futbolun her aşamasına sirayet etmişken, futbol kültürümüzün yerlerde sürünmesini engel olabilir miyiz?

Oynayanın değil kazananın kutsandığı, yaşamına değil ölümüne sadakatin geliştirildiği bu çağdışı futbol anlayışıyla gençler kurban vermeyi başaran trajik bir futbol yapılanmamız var.

Biz bu futbol kültürüyle uslanmalı mıyız, yoksa ıslah mı edilmeliyiz? Artık bunu kestirmek mümkün görünmüyor.

Bu ölümlerin Denizli’de yaşanıyor olması ayrı bir sorun.

Oysa Denizli bir zamanlar futboluyla ülkemizin önemli bir değeriydi.

Sadece futbol değil bir kültür üretirdi. İlk defa sahalardaki cezaevi koşullarını kaldıran bir il, seyircisini tel örgülerden kurtaran bir futbol kulübü olmuştu.

Ülkenin en üst liginin gedikli takımı, Avrupa arenasında mutlu turlar görmüş onurlu bir tarihi ve bir çok yıllar ligin üst sıralarına tutunmuş başarılarla dolu nice sezonları vardı.

Her yıl birkaç futbolcusu yıldız olur büyük takımlara transfer yapar, altyapısından yeni yeni gençleri vitrine çıkarırdı.

Adı değerle anılan yöneticiler, teknik isimler Denizlispor patenti ile gururla anılırdı. Denizlispor tarihine ve kültürüne değer katan, onu ilerleten ve geliştiren, bir sistem kuran ve kurumsallaştıran nice isimler geldi geçti ve bazı isimler futbolun onur tarihinde parlak harflerle yazıldığı için kolay kolay silinemezler.

Bir de bu ruhu kirletenler vardı. Denizlispor halesinin her kademesinde onun kanını emen vampirler futbolumuzun ivmesini ve çıtasını her  zaman aşağı doğru taşımışlar, sorunları büyütüp kulübü ye-parçala-yönet sarmalında borç batağına sürüklerken üç kuruş gelirlerin hatırına markamızı kirletmişlerdi.

Nöbet usulü yöneticisinden, çalışanına, basıncısından antrenörüne herkes Denizlisporu kurtarmaya girişmiş ama Denizlispor daha da batağa saplanırken birileri her daim bu armadadan nasiplenmeyi başarmıştır.

Yetmemiş, bu trajikomik sahnenin içinde değme oyunlara taş çıkartırcasına bir gerçeklik içinde gençlerimiz ölmeye, öldürülmeye başlamış.

Bu hengamede birkaç Don Kişot’un gayretini de görmezden gelmeyelim.

Ama ben hala anlayamadım; futbol mu oynayacağız, futbol kalitesine, değerine ve onun insan ruhuna kültür mü katacağız? Yoksa teker teker bu karanlık futbol bataklığına saplanıp yok mu olacağız? Sakız gibi her ağızda çiğnenen bir DENİZLİSPOR gerçekliğinde bu tarihi buruşturup buruşturup çöpe mi atacağız?

Velhasıl; Biz bu futbol anlayışımızla uslanacak mıyız?

Yoksa ıslah mı edileceğiz?  Kim ne yapacaksa bir an evvel yapsa iyi olacak…

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı..