REKLAMI GEÇ

İLK YARI FENA DEĞİL

2 Ocak 2020 Perşembe

Denizlispor 9 sezon aranın ardından geri döndüğü Süper Lig’de ilk yarıda hiç de kötü olmayan bir performans ortaya koydu.

Devamını getiremese de lige iyi bir başlangıç yaptı. Alınan puanların önemi haftalar geçtikte anlaşıldı. Galatasaray ve Antalyaspor galibiyetleri ardından Göztepe beraberliği skor olarak iyi olsa da oyun olarak çok çok kötüydü. Zaten bu durum daha sonra soruna dönüştü ve Yücel İldiz ile başlanan sezonda yola Mehmet Özdilek ile yürünmesi kararı alındı. İç sahada ardı sıra alınan yenilgiler deplasman puanları ile telafi edilirken takım futbol adına ortaya bir şey koymakta zorlanıyordu. Fenerbahçe maçı travması ile başlayan Özdilek bir süre sonra takımı kısmen toparladı, en azından sahada ne yaptığı belli olan bir takım görüntüsü kazandırdı.  Ciddi fikstüre de Özdilek ile girildi. Horozlar bir şekilde 22 puanı toplayıp devreyi tamamladı. Bu yıllar sonra döndüğü ligde hiç de kötü bir puan değil.

 

Keza sezona ilk 5 hedefi ile başlanmıştı. Bu kötü bir tercihti. Bana sorarsanız önceki sezonun gazıydı, gerçekçilikten uzaktı. Ayakları daha yere basan bir hedef çok daha mantıklıydı. Horoz aldığı skorlarla zaman zaman bu hedefe yaklaştıysa da oynadığı oyunla asla yaklaşamadı.

 

Geçen yarının hayal kırıklıklarından biri bilet fiyatlarıydı. Az ya da çok olmasından ziyade sık sık yapılan fiyat değişiklikleri yanlış bir uygulamaydı. Tribünlerdeki uygulamaların bir kısmı da taraftar sayısının artmasına katkı koymadı.

 

Denizli’yi huzurlu bir Ege kentinden işgal altındaki Suriye şehirlerine çeviren ve bence aşırı olan ‘güvenlik’ uygulamaları da dozun çok üstündeydi. İnsanların ayakkabılarının çıkarılarak üstlerinin aranması, daha stada girmeden 5 kez aramadan geçmeleri zaten kırılgan olan Denizlili taraftarı yıldırdı. Tadını kaçırdı. Futbol zevki eziyete dönüştü. Stadın dört bir yanına kafesler örmeleri, giriş-tahliye önermelerinin zayıflığı, çok adamla hiçbir işin doğru yapılmadığının eziyet faturası Denizlispor’a ve taraftarına çıktı. İşin kötü tarafı bunu düzeltmek için kimseden ses de çıkmıyor.

 

Hayal kırıklıklarından biri de tribünlerin üstünün kapatılamaması oldu. Sezon öncesi stadını yenileyerek lig standardına yükselten Denizlispor yönetimi, adeta şehrin siyasetçilerine ait bir ayıbın üstünü örtmüştü. Türkiye’de Denizli’den çok daha az hak eden onca kente stat yapan iktidar her nedense bu ‘uysal’ kenti boşvermişti. Belki de geride kalan sıkıntılı idari dönemlere bakıp da Denizlispor’un lige asla dönemeyeceğini hesap etmişlerdi… Kimbilir…

Ama futbolda işler böyle yürümüyor. Stat ayıbını örten yönetim, açık tribünlerin tamamının kapatılacağı sözünü de verdi. Önce bunu ligler başlamadan yetiştireceklerdi. Ardından milli maç aralarında, maçsız haftalarda çalışıp sezon içinde yapacaklardı. Olmadı. Taraftara verdiği sözü tutamadı.

 

Garip bir şekilde yönetim ile taraftarın en azından bir kısmı arasında beklenmedik bir münakaşa ortamı oluştu. Ağır ağır büyüdü ve artık bugün kavgaya dönüştü. Bu kavganın tek adresi sosyal medya da olmadı. Denizlispor’un hangi statta maçı varsa oraya taşındı. Taraftarın istifa talebi, sorgulayan tezahüratları şildilik yanıt bulamadı.

 

Yönetim kendi içinde ciddi sorunlar da yaşadı. Kavgalar, küsmeler, münakaşalar oldu. İki yönetici istifa etti. Bir yöneticinin durumu ise belirsiz. Ne istifa etti ne de yönetimden çıkarıldı. Toplantılara da katılmıyor. Tabi bu işler kavga görültü ile oldu. Eski başkan kulüp bastı. Başkan kavgaya karıştı. Aksiyon hiç eksik olmadı. Bir ara kalite oldukça düştü. Sonra biraz toparladı. Belki de biz bu seviyelere alıştık. Denizli’ye yakışmayan işler oldu.

 

İşin özeti şu ki; ilk yarıda saha içinde olması gereken tüm aksiyon saha dışında yaşandı.
Saha içinde uyku modundaydık. Devre sonuna kadar ancak biraz mahmurlaştık o kadar… Belli ki ikinci yarıda çok daha iyi bir takım, daha güzel skorlar bizi bekliyor.

Ya da kavga gürültü, alışık olduğumuz manzaralar filan. Neyi seçersek artık…

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı..