SORUN ÇOK AÇIK

8 haftada toplanan 5 puan. Haliyle insanlar soruyor, sorun ne diye… Sorun ortada. Bu kulüpte her şey sorun… Ve görünen o ki herkes sorun…

Kulübün camiası, geçmişi ile bir bağı kalmamış. Doğasıyla şehirle de bir bağı olmuyor. ‘Taraftar’ diye nitelendirdiklerimizin büyük çoğunluğu lise öğrencisi… Katkıları sınırlı.

Camia diye bir şey ortada yok.

Bir yönetim gelir, herkes ortadan kaybolur. Süreç içinde başka bir yönetim gelir bu kez mevcutlar kaybolur.

Hani herkesin ortak paydası ‘Denizlispor’ ya… Kimsenin ortak paydası filan değil.

Ortak payda ‘iktidar’… Herkes orayı istiyor.

Camia dediğimiz belediyenin taşeron firmalarındaki ‘genel kurul delegesi yükü’… Bindirilmiş kıtalar yani. Doğası ile istediklerini başkan yapıp istediklerini yönetime alabiliyorlar.

Ekrem Sevsay’ı kulüpten göndermişler. Ali Yalçın sağlık sorunları nedeni ile bıraktığını söyledi ama benim duyduğum resmen gönderilmiş. Geçmişle son bağlarını da koparıyor Denizlispor. Şehirden, bizden ayrılıyor…

***

Salih Amiroğlu başkanlık koltuğuna oturduğunda, defalarca Denizlispor yönetiminde görev almış olmasına karşın büyük bir açık yüreklilikle “Ben bu işten anlamam. Başkan ol dediler oldum” demişti.

Mustafa Şavluk göreve geldiğinde de benzer bir manzarayı gördük. Denizlispor yakın geçmişte çok çok sayıda ‘deneyimsiz ve bilgisiz’ yöneticinin çalışma alanı oldu.

Kulüp staj yeri gibi… Elbette yeni isimlerin camiaya, yönetimlere kazandırılması güzel. Bu insanların bilen deneyimli isimlerin altında bu işi öğrenmesi ise normal yol.

Biz hiç normalleşemiyoruz.

***

Taraftar haklı. Ortada başarısızlık var. ‘Hoca gitsin’, ‘yönetim gitsin’, ‘futbolcu gitsin’ der.

Ama ‘gitsin’ istediklerinin oturdukları koltukta en azından son derece ‘rahat’ oluşları şaşılacak şey. İsyanı, ızdırabı tetikliyor…

İnsanlar ‘acı’ hissediyor…

***

Teknik ekibin sorunları var. Her ne kadar hoca ve ekibi ‘bizim istediğimiz transferler yapıldı’ diyorsa da, verdikleri listenin ilk sıralarındaki oyuncular mı alındı sormak gerek…

Alternatifler mi alındı yoksa…

Dışarıdan birilerinin hala takım içinde etkileri mi var? Kadro dışı kararını daha yönetimin haberi olmadan dışarıdan öğrenenler ve duyuranlar kim?
Eğlence hayatını kontrol edemeyen futbolcular… Sahada isteneni yapmayanlar… Sürekli negatif oluşları, disiplinsiz davranışları ile takım arkadaşlarını etkileyenler…

Altıparmak’ın bazı maçlardaki kötü performansı…

Bir de takımın haline bakın… Gol atamıyoruz. Ligin en az gol atan 4-5 takımından biriyiz.

Böyle nasıl maç kazanılır, puanlar alınır..

***

Futbolcular sorunlu… Pek çoğu verimli çağlarının son bölümünde… Elbette ağız tadı ile sezon geçirmek isterler. Fakat sürekli bir grubun hem statta hem sosyal medyada saldırı ve baskısı altındalar.

Hep birileri var…

Furkan’ı çileden çıkaran en son İsmail’i delirten…

Elinden geleni yapıp hiçbir şey elde edememenin, hatta her şeye rağmen kimseye yaranamamanın mutsuzluğu..

Hep ‘haksız’ konumda olmak…

***

Geçmişinle sorun var… Camianla sorun…

Yönetimin sorunlu, teknik ekibin dertli, futbolcun üzgün, taraftarın bıkkın…

Üst üste sezonlar boyu yaşadığın sıkıntılar, düşmeme mücadeleleri bu genel yılgınlık halini çoktan kronikleştirmiş…

Yönetimi değiştirmek, teknik direktörü göndermek, futbolcuları tamamen gönderip sil baştan takım yapmak yine de üzerindeki ölü toprağını kaldırmaya yetmiyor…

***

Sorun çok açık.

Bu kulübe elini attığından beri bir türlü güzel gün göstermeyen bakan bey tek sorun.