TEK AKLANAN ALİ ÇETİN Mİ?

Bir dizi şikayetten sonra Denizlispor Kulübü’nde bir ay süren inceleme gerçekleştirilmişti.

İncelemede bir vergi dairesi uzmanı iki de dernekler müdürlüğü personeli görev aldı. Her iki inceleme de Cumhuriyet Savcısı’nın talimatıyla gerçekleşti.
Denizlispor Kulübü’nden yapılan açıklamada incelemenin tamamlandığı ve küçük bir para cezası ve önemli bir ikazın dışında kulübün tüm faaliyetlerinin yasalarda belirtilen şekilde yürütüldüğü, rapor sonucunun iddiaların aksini kanıtladığı filan anlatıldı.

Denizlispor yönetimi rapordan çıkan sonucu ‘aklanma’ olarak tarif ediyor. Geldiler denetlediler ve bir şey çıkamadı diyorlar. Bunu röportajlarında, açıklamalarında ve hatta sosyal medya paylaşımlarında gördük, hala da görüyoruz.

***

Hatırlarsanız Denizlispor Kulübü daha önce de incelemeden geçmişti. Bu inceleme 2017 yılına kadar olan süreci kapsıyordu.  Doğası ile son inceleme 2017’den günümüze olan süreci içerdi.

Bu durumda tek aklanan Ali Çetin ve yönetimi mi oldu? Söylenmiyor ama Ali Çetin’den önceki başkan Mustafa Üstek ve Süleyman Urkay yönetimleri de aklanmış oldu.

***

Oysa Üstek için neler söylenmemişti neler. Hem de bizzat Denizlispor yönetim kurulu üyeleri söylüyordu. Kulübün 8,5 milyon lirasının eksik olduğunu ileri sürüyorlardı. Üstek de, “Verilmeyecek hesabım yok. Bağımsız denetçileri getirin denetletin. Denetleme ücretini de ben ödeyeceğim. Hodri meydan” diyordu.

Demek ki, Mustafa Üstek sonuna kadar haklıymış. Yönetimden bu konuda bir özür bekleme hakkı olduğunu düşünüyorum.

Aynı durum Süleyman Urkay için de geçerli. Faturaları, bir takım evrakı ellerinde sallayarak anlatmışlardı. Şöyle yapılmış, böyle yanpılmış diyorlardı. Urkay da aklandı.

Bu işte bir terslik yok mu? Bir özür beklemek Urkay’ın da hakkı değil mi bu durumda?

Yaşam düzenini belirleyen tek kurallar silsilesi ‘yasalar’ değildir. Bir davranışın toplum nezdinde kabulünü sağlayan unsurlardan biri de o görünmez ‘etik’ kurallara uygun olup olmadığıdır.

Bazen yaptığınız iş hukukidir ama etik değildir. Ya bu denetimin sonucu böyle ya da  bu son açıklamanın anlamı…

Tavsiyem o ki; gerginliği tırmandıracak her adım, her inatlaşma, her kavga uzun vadede yeşil siyahlı renklere zarar verecektir.
Bir eski yöneticiyi hırsızlıkla, haksızlıkla filan suçlamak, farkında olmayarak kendini suçlamaktır. Toplum ‘genellikçi’ bir yaklaşımı kolay ve daha anlamlı bulur ‘hepsi aynı’ düşüncesini kemikleştirir, iddiada bulunan da muhatabı olan da sonuçtan kurtulamaz.

Güvensiz yöneticiler kulüple halkın arasını açar bunun ne anlama geldiğini zaman içinde yüzleşerek öğrenmek zorunda kalırız. Ortada bir güzellik varsa bunu paylaşmak, paylaşarak artırmak en efektif yoldur. Bir başarıyı tek başına sahiplenmek ilk başta her ne kadar güzel olsa da sonuçları bakımından beklenilen getiriden yoksun kalır.

Kurduğunuz her cümlede özneniz kendiniz ise yalnızlık kaçınılmazdır.

Bize huzur lazım.