ÜZÜLMEYİN ÇOCUKLAR

Bugün Tavas İlçe Stadı’nda Kızılcabölükspor’un maçını takip ettim. Manavgatspor iyi bir rakip, ne oynadığını bilen bir takım. Bir çok şeyi ezberlemiş, rutinleştirmiş… Buna karşın karşısında Kızılcabölükspor var. Ne zaman patlama yapacağını kestirmek kolay değil. Durmak bilmiyor. İyi bir maç olacağını düşünüyordum, nitekim yanılmadım üç gol izledik. Hele ki maçın son bölümü son derece heyecanlıydı…

Taraftar fena değildi. Destek güzeldi.. Sahada o taraftara galibiyet hediye etmek için çırpınan bir takım vardı. Gayretli ve istekliydiler. Ve maalesef çok şanssızdılar.

İlk yarıda rakibe adam gibi tek bir pozisyon vermelerine, kendileri de defalarca pozisyona girmelerine rağmen o gol bir türlü gelmedi. Hüseyin Çelik biraz daha iyi toplar alabilseydi, arkasından sarkan oyuncular daha isabetli şutlar kullanabilseydi Kızılcabölükspor farka gidecekti.

Ne var ki durum tam da tersine döndü. Açıkçası söylemeye üzülüyorum ama Manavgatspor farkı kaçırdı. İkinci yarının bir bölümünde takım oyundan düştü, bir bölümünde ise oyun disiplini kayboldu. Asil Kaan belki iki gol yedi ama neden o formayı aldığını bir kez daha gösterdi.

Son düdükten sonra Kızılcabölükspor neferlerinin çok üzüldüklerini gördüm. Hele ki Serdar’ın neredeyse dağıldığına tanık olduk.

Bu sadece bir maçtı. Üzülmeyin çocuklar…

Siz bizlere tarifi imkansız mutluluklar yaşattınız aldığınız galibiyetlerde. İmkansızlıklar içinde attığınız her golü sanki rakiplere değil de bu kente attınız.

Açıkçası üvey evlat muamelesi gördünüz, görmeye de devam ediyorsunuz. Başınız dik olsun. Hiçbir şey kaybetmediniz.
Son saniyeye kadar mücadele ettiniz. Başkalarının çoktan havlu attığı skorlarda, kazanmaya olan inancınızı hiçbir zaman yitirmediniz.

Üzgünken yanınızda olamadık biliyoruz ama yarın kazandığınızda yine bize koşar mutluluğunuzu paylaşırsınız. Böyle de gani gönüllüsünüz. Dert görmeyin…

***

HASAN HOCA BU TABLOYU GÖRMÜŞTÜ
Yukarıda da yazdım. Bu maçı izleyip kahrolmamak elde değil. Biraz şanslı olsa Kızılcabölükspor fark atacak ama futbolun adaleti yok.
Hasan Şermet hoca elindeki olanağı en iyi şekilde kullanmaya çalışıyor. Çocuklar da gayretli. Yolunda gitmeyen bir durum da yok… Mağlubiyetler de sıradan galibiyetler de…

Ama Kızılcabölükspor’un teknik kadrosu çok daha iyisinin yapılabileceğini biliyor. Zaaflarının da farkında… Bu maalesef satın alınamayacak bir zaaf… Tecrübe eksiği zorlu skorlarda zaman zaman ortaya çıkıyor… Bu maçta da oldu.

Ama daha önemlisi, kendi derdine düşmüş bir teknik heyet değil, ‘Denizli’ye ne kazandırabilirim’in derdine düşmüş bir ekip var orada… Bu nedenle; başkaları gibi paralar savurup işlerini garantiye almak yerine, bu pırıl pırıl çocuklardan adam gibi bir takım yapmanın peşine düşmüşler…

Bu ekibe Denizli inanmalı… Kentin büyük takımları Kızılcabölükspor’dan sadece oyuncu almanın derdine değil, bir süre sonra teknik ekibi almanın da derdine düşmeli… Hatta akıl almanın…

***

TEK BAŞINA ÖZCAN HOCA HATALI DEĞİL

Malumunuz Denizlispor’un durumu ortada… Beraberliklere abone oldu ve bu durum sevenlerini üzüyor… Bu duruma üzülüyor olmamız gerçekte sevindirici…

Küme düşmeme mücadelesi veren bir takımdan, zirvede yer alma mücadelesi veren bir takıma evrilmenin bizde oluşturduğu şımarıklık bu…

Osmanlıspor ve Alanyaspor maçlarında kaybedilen 4 puan, Giresunspor maçında ortaya konan korkunç futbol… Bu kayıplar telafi edilmedikçe aklımızdan çıkacağa da benzemiyor.

Hele Osmanlıspor’un façasını bozan takımın geride bıraktığı iki puan akıl alır gibi değildi. Bu işte tek başına Özcan Bizati mi hatalı… Bunun iyi irdelenmesi gerekiyor…

Yabancılarından faydalanamayan, bazı mevkilerinin alternatifi olmayan, bazı oyuncularının maalesef beklentilerin altında performans gösterdiği bir takımda bu kadar puan kaybı da büyütülecek bir şey değil.

Orada işler yolunda mı? Bu soruyu sormak lazım…

Şevki ve Yordanov’daki inanılmaz değişimin sırrı, zorunlu rotasyonun dışında teknik ekibin sürekli aşağı yukarı aynı kadroda ısrarcı olması, kendini sürekli geriye atan özgüvenden yoksun bir maç psikolojisi sorgulanması gereken şeyler…
Belki de daha fazlası…

Şimdilik adını koymak imkansız… Ama orada bir sıkıntı var. Bunu çok daha iyisini yapabilecek bir takımın sanki sürekli formasından geriye doğru çekiliyor gibi davranışından anlamak mümkün…